Lepra nedir?

Lepra hastalığı 1876 yılında tıp litaratürüne girmiş, basil yüzünden gerçekleşen ve deri ile sinirleri mesken tutan tanısı kolay bir hastalıktır. Kronik seyirli enflamatuar bir hastalık olan Lepra hastalığıyla muzdarip 4 milyon insan olduğu düşünülmektedir. Lepra hastalığı cüzam olarakta bilinir. Eğer cüzamlı hastalara geç tanı konulursa ya da doğru tedavi edilmezlerse, hastalığın seyri sırasında çevresel (periferik) sinir dokusunda oluşan yıkıma bağlı olarak özellikle el, ayak ve gözde bazı şekil bozuklukları(deformite) ve sakatlıklar ortaya çıkabilir. Zamanında tanı konularak etkin tedavi gören hastalarda sakatlık olmaz.
Vücudun her hangi bir yerinde deriden daha açık renkli lekeler, çocuklarda sık sık burun tıkanması ve burun kanaması, ön kolun iç yüzeyinde duyu kaybı, el kaslarında atrofi, bacakta ki sinirlerde kalınlaşma ve nejralji, kaşlarda dökülme ve alt göz kapaklarının kapanmaması lepra hastalığının belirtileridir. Bu hastalık genel olarak çok çocuklu, sağlık hizmetlerinden yeteri kadar faydalanamayan ailelerde sık görülür. Tek odada yaşayan, aynı kaptan yemek yiyen aileler eğer çevre şartlarıda uygunsa bu hastalık için oldukça risk altındadırlar. Hastalık kişilerden kişilere geçer ve tüm yaşlarda görülebilir.
Lepra hastalığına neden olan basile karşı bir çok insanda doğuştan bağışıklık mevcuttur. Bu insanlara lepra basili bulaşsa da bağışıklık sistemi bu basilleri yok edeceği için hastalık açığa çıkmayacaktır. Hastalığa neden olan basil vücuda girdikten sonra kuluçka dönemine bağlı olarak 2-7 yıl herhangi bir semptom görülmeyebilir, buda tanı koymayı oldukça zorlaştırır.
Lepra hastalığının temel olarak iki klinik tipi vardır. Bu klinik tipler yine kişinin, hastalık etkenine karşı mevcut olan vücut direnciyle belirlenir. Direncin hiç olmadığı kişilerde basil kolaylıkla çevresel sinirlerin kılıflarını(myelin kılıf) oluşturan Schwann Hücrelerine ulaşıp yerleşerek buralarda çoğalırlar. 7-14 günde bir bölünerek çoğalan basilleri taşıyamayarak parçalanan hücrelerden çıkan basiller hemen komşu hücrelere geçerler. Böylelikle basiller deriye kadar ulaşırlar ve buralardaki sinirlerin kılıflarına yerleşirler. Bu sırada basilin yerleştiği yerlerde bazı deri lezyonları ortaya çıkar. Bu lezyonların şekli değişik olabilir. Klinik tiplere göre bazıları daha fazla görülse de makul, papel, plak ve nodul biçimindeki lezyonların hepsi bir arada bulunabilir. Direncin en az hatta hiç olmadığı kişilerde basiller tüm vücut derisine yerleşerek yaygın nodül şeklinde “leprom” adını verilen nodüler belirtileri meydana getirir. Bu klinik tipe LEPROMATÖZ LEPRA denir. Lepra hastalığının ikinci tipi vücut direnci sağlıklı insanlarla karşılaştırıldığında daha az olsa da yine de bulunan kişilerde ortaya çıkar ve TÜBERKÜLOİD LEPRA adını alır. Bu tipte az da olsa bulunan direnç hali nedeniyle hastalık vücudun bir bölümüne hapsedilmiş gibidir. Yani belirtiler sadece bir bölgede görülür. Aynı şekilde sinir hasarları da daha az yere yayılmış olacaktır.
Lepromatöz lepralı hastalar bu erken dönemlerinde tedavi edilmezlerse sinirlerde basil miktarı çok artacağından ve sinirin myelin kılıfının yıkımına, dolayısıyla da sinirin fonksiyonlarını yerine getirememesine yol açarlar. Bu nedenle otonom liflerin etkilenmesine bağlı deride kuruluk ve kıllarda dökülme, yüzeyel duyu liflerinin etkilenmesi sonucu el ve ayaklarda eldiven çorap şeklinde duyu kaybı ve motor liflerin etkilenmesi sonucu da sinirin motor işlevi kaybolur ve el, ayak hareketleri yapılamaz yani felç hali meydana gelir.
Tedavi ve Rehabilitasyon
Hastalığın tedavisinde verem hastalığının tedavi yöntemine benzer bir yol izlenir. Hastalara öncelikle 3 kombine ilaç verilir ve takibe alınır, verilen ilaçlar sayesinde hastalığın 2 yıl içerisinde tamamen iyileşmesi beklenir. İlerlemiş vakalarda meydana gelen şekil bozuklukları cerrahi ile düzeltilebilir.
Lepra hastalığı ileri dönemlerde miyelin kılıf yıkımına bağlı gelişen fonksiyon kayıpları, duyu sinirlerinin etkilenimine bağlı duyu bozuklukları ve kalınlaşan sinirlere bağlı gelişen nevraljiler nedeni ile fizik tedavi ve rehabilitasyon endikasyonu doğurmaktadır. Hastalara fizyoterapistler tarafından semptomlara yönelik fizik tedavi teknikleri uygulanır.

1.129 kere okundu

İlginizi Çekebilir

Gonartroz Nedir?

Gonartroz, diz ekleminde çıkan osteartittir. Halk arasında kireçlenme olarak bilinir ve 40 yaş üzeri sık …

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Watch Dragon ball super