Astım öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi belirtilerle ortaya çıkan kronik bir akciğer hastalığıdır. Hastalığın nedeni akciğerde hava yollarının kronik enflamasyonu sonucu bronş isimli hava keseciklerinin harabiyete uğramasıdır. Zarar geren bronşlarda bronkospazm meydana gelerek hastalarda solunum güçlüğü yaratmaktadır. Bronşlarda değişik uyarıcılara karşı intermittant ve değişik boyutlarda bir daralma vardır. Bu nedenle hastada havasızlık hissi, dispne ve hırıltılı solunum oluşur. Enfeksiyonlar dışında bazı alerjen maddeler, psikolojik etkenler ve çevresel etkilerde astımı tetiklemektedir.
Astım Belirtileri ve Tanısı
Astım tanısının temeli anamneze dayanmaktadır, hastanın hikayesi genellikle tanı koymak için yeterlidir. Diğer yöntemler tanıya yardımcı olarak veya ayırıcı tanıda kullanılırlar. Nefes darlığı, hışıltılı solunum, göğüste baskı hissi, öksürük şikâyetleri olabilir. Aralarda rahat dönemlerin olduğu ataklarla seyreder. Astım bazen kendini sadece öksürükle gösterebilir. Öksürüğü inatçı olması ve gece uykudan uyandırması tipiktir. Soğuk algınlığı nedeniyle ortaya çıkan öksürükler üç haftadan daha uzun sürerse ve hasta “her soğuk algınlığının göğsüne indiğini” söylerse astımdan şüphelenilmelidir. Semptomların gün içinde veya mevsimsel değişkenlik göstermesi, allerjenler, duman, çeşitli kokular veya egzersiz gibi nedenlerle tetiklenmesi, geceleri artış olması ve uygun astım tedavilerine yanıt vermesi astım tanısını destekler. Ailede astım öyküsünün bulunması ve atopik hastalıkların varlığı tanıyı koymaya yardımcı olan diğer özelliklerdir.
Hasta semptomatik değilse solunum sistemi muayenesi normal bulunabilir ve bu durum astım tanısını dışlamaz. En sık rastlanan muayene bulgusu hava yolu obstrüksiyonunu gösteren ekspiryum uzaması, hışıltı ve ronküslerdir. Ronküs astım için en tipik bulgu olmasına rağmen ciddi astım ataklarında duyulmayabilir. Ağır atak sırasında sessiz akciğer, hiperinflasyon, siyanoz, taşikardi, konuşmada güçlük, yardımcı solunum kaslarının kullanımı, interkostal çekilmeler, uykulu olma hali olabilir.
Solunum fonksiyonlarının ölçümü ve özellikle solunum fonksiyon bozukluğunun geri dönüşümlü olduğunun gösterilmesi astım tanısını büyük oranda doğrular. Fakat solunum fonksiyon testlerinin normal olması astım tanısını dışlatmaz. Astımda akciğer grafisi genellikle normaldir ancak ataklar sırasında hiperinflasyon, segmental veya subsegmental infiltratlar, atelektaziler olabilir. Hastanın düzenli kontrollerinde rutin grafi çekimi gerekmez.
Astım Tipleri
Astım; semptomlar ve solunum fonksiyon parametreleri kullanılarak intermittan, hafif persistan, orta persistan ve ağır persistan olarak sınıflanmıştır. Ancak ağırlık değerlendirmesiyle ilgili sorunlar nedeni ile bu sınıflama artık önerilmemektedir. Ağırlık değerlendirmesiyle ilgili sorunlar aşağıdaki şekilde maddeler halinde özetlenebilir:
1. Ağırlık değişkendir, zaman içinde değişebilir
2. Semptomlar her zaman ağırlıkla korele değildir.
3. Semptomlar ve fonksiyonlar arasındaki korelasyon zayıftır.
4. Ağırlık tedavi yanıtını öngörmede yetersizdir.
5. Ağırlık için kullanılan parametrelerin tedaviye yanıtı farklı sürelerde gelişmektedir.
6. Her ağırlık derecesinde kontrol sağlanabilir ancak kontrol sağlamak için gerekli doz değişir.
Bu nedenle hastayı o anki semptom ve fonksiyonlarıyla değerlendirmenin hastalığın değişken doğasına aykırı olduğu sonucuna varıldı. Bugün artık önerilen, astımın son 4 haftadaki kontrol düzeyine göre sınıflama yaklaşımıdır.
Astım Tedavisi
Astım tedavisinin temelini bronşlarda meydana gelen ve solunum sıkıntısı yaratan bronkospazmı gidermektir. Bunun için hastalara bronkodilatör ilaçların yanı sıra atak sırasında uygulaması gereken bazı fizik tedavi teknikleri verilir. Gevşeme ve solunum kontrolü, sekresyonların atılması, pozisyonlama ve egzersiz gibi fizik tedavi teknikleri hastaya uygun olarak belirlenip kullanılır.
1.687 kere okundu