Astım ve risk faktörleri

astımAstım; mast hücreleri, eozinofiller ve T lenfositler başta olmak üzere pek çok hücresel elemanın rol oynadığı, havayollarının kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Kronik inflamasyon havayollarında aşırı duyarlılığa yol açarak ataklar halinde gelen öksürük, hışıltılı solunum, nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissine neden olur. Bu semptomlar genellikle gece veya sabaha karşı ortaya çıkar. Havayolu obstrüksiyonu değişik derecelerde olup, genellikle tedaviyle veya spontan düzelmektedir. Astım kelimesi Yunanca’da  “zorlu üfleme” kökünden türetilmiştir. Son 20 yılda astımın patofizyoloji, immünoloji ve farmakolojisinde önemli ilerlemeler kaydedilmiş olmasına rağmen hastalık hala tam olarak anlaşılabilmiş değildir.
Astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmektedir. Hastalığın prevalansı dünyanın çeşitli ülkelerinde değişiklik göstermekle birlikte, çocuklarda %5–15, erişkinlerde %5–10 oranında seyretmektedir. Astım her iki cinste ve her yaş grubunda görülmekle beraber puberte öncesinde erkeklerde, puberte sonrasında ise muhtemelen menstrüasyonun başlamasıyla birlikte kadınlarda daha sık görülmektedir.
Astımda risk faktörleri, kişiyi astıma yatkın kılan kişisel faktörler ve genetik olarak yatkın olan bireylerde astım gelişimine yol açan çevresel faktörler olmak üzere başlıca iki grupta toplanmaktadır. Genlerin hem kendi aralarında, hem de çevresel faktörler ile etkileşerek bireyin astıma eğilimini artırdıkları düşünülmektedir.
Astımın ailesel geçiş gösterdiği bilinmekte, genetiğin büyük oranda rol oynadığı tahmin edilmektedir. Genel olarak astım %1–10 oranında görülürken, anne babadan birisinin astımlı olması durumunda, çocukta astım görülme sıklığı %20–30’a, her ikisinin de astımlı olması durumunda ise %60-70’e çıkmaktadır. Ailede astımlı birinin olması astım riskini 3–4 kat arttırır.
Astımın patogenezinde birçok gen rol oynamaktadır. Astım gelişiminde rol oynayan genetik değişiklikler dört temel alanda olmaktadır: Allerjene spesifik antikor üretimi (Ig E yapısında), havayolu aşırı cevaplılığında etkili olan genler, inflamatuar mediatörlerin sentezini etkileyen genler, Th1 ve Th2 immün cevap arasındaki dengenin belirlenmesi.
obezite_astimObezite ve astım arasındaki ilişkiyi gösteren epidemiyolojik veriler ilk bildirildiğinde, asıl ilişkinin egzersiz ve astım ya da diyet ve astım arasında olduğu düşünülmüştür. Ancak, bu ilişkiyi açıklayabilecek farklı mekanizmalar söz konusudur. Ortak genetik predispozisyon ya da “in utero” faktörler gibi ortak bir etyoloji var olabilir.
Cinsiyet farklılığı astımın doğal oluşumunda ve seyrinde önemli bir faktör olabilmektedir. Erkek cinsiyet çocukluk çağı astımı için önemli bir risk faktörüdür. Ondört yaş öncesi erkek çocuklarda astım prevalansı, kız çocukların 2 katıdır. Bu, kısmen erkek çocuklardaki artmış atopi prevalansına, erkek çocukların havayollarının kızlara göre daha dar, dolayısıyla havayolu obstrüksiyonuna karşı daha duyarlı olmasına bağlanmaktadır. Puberte sonrasında ise muhtemelen menstrüasyonun başlamasıyla birlikte fark kapanmakta, erişkin dönemde astım kadınlarda daha sık görülmektedir. Astımın hormonal faktörlerden etkilenebildiği uzun yıllardır bilinmektedir. Premenstrüel dönemde astmatik yakınmalar şiddetlenmekte ve hamilelik esnasında hastalık aktivitesi değişmektedir. Doğurganlık çağındaki kadınlarda astım hem daha sık hem de daha ağır seyreder.
Astımın ortaya çıkmasında rol oynayan çevresel faktörler, aynı zamanda hastalık semptomlarının artmasına da yol açmaktadır. Astımda etyolojik olarak önemli olan alerjenler inhalen alerjenlerdir ve havadaki partiküllerin solunması yolu ile reaksiyona neden olurlar. İnhaler alerjenler iç ve dış ortam allerjenleri olarak iki grupta incelenir. İç ortam alerjenleri ev tozu akarları, hamamböcekleri ve evcil hayvanlardan meydana gelirken; polenler ve mantarlar dış ortam alerjenlerindendir.
astım enfeksiyonAllerjik hastalıkların gelişiminde enfeksiyonların rolü oldukça karışıktır. Bebeklik çağında geçirilen respiratuar sinsityal virüs (RSV) ve parainfluenza virüs enfeksiyonları epitelyum harabiyeti yaparak ve Th2 yanıtını artırarak atopi ve astımın ortaya çıkmasında rol oynayabilirler. Diğer yandan bazı çalışmalar erken çocukluk döneminde geçirilen bazı infeksiyonların astım gelişimine karşı koruyucu olabileceklerini ileri sürmüştür. Gebelikte ve erken çocukluk döneminde immünite Th2 ağırlıklıdır. Erken çocukluk döneminde geçirilen bazı enfeksiyonlar, Th2 cevabını Th1’e çevirir; bu da astım ve allerji gelişimin baskılayıcı olabilir.
Ayrıca sigara, çevresel hava kirlilikleri, meslek yaşantısı ve beslenme tarzıda astım gelişiminde etkili diğer faktörlerdir.

676 kere okundu

İlginizi Çekebilir

Kas-iskelet sistemi bozukluklarında solunum problemleri

Solunum kaslarının gücünde ki bir kayıp veya göğüs kafesi deformiteleri akciğer ekspansiyonunu limitleyebilir. Motor nöron …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Watch Dragon ball super