Artroplasti ( Arthroplasty ) ; ankiloz veya limitli olan bir ekleme yeniden hareket yeteneği kazandırmak amacıyla yapılan cerrahi işlem olarak tanımlanmaktadır. Suni eklem oluşturma işlemi veya biyolojik problemlerin mekanik yollarla çözümüdür. Artroplasti işleminde eklem hareketini eklem çevresi kas, ligament ve diğer yumuşak doku fonksiyonlarının restorasyonu amaçlanmaktadır. Artroplasti ilk defa 19. yüzyılın ikinci yarısında ankiloze eklemin rezeksiyonu ile başlamıştır. Fakat rezeksiyon artroplasti yönteminin dezavantajı kazanılan normal eklem hareketinin kısa bir süre içinde tekrar kaybedilmesidir. Çünkü yeni eklem yüzleri arasında oluşan fibröz ankiloz yapı hareketi yeniden kısıtlamaktadır.
Eklem yüzlerini biomekanik veya inflamatuar nedenlerle olumsuz etkilenmesi sonucunda artritik değişimler başlar. Kartilaj, bağlar veya kemik yapıya ait artmış angülasyon gibi sorunların tamiri sağlanmadıkça, osteoartrit(OA) gelişimi devam edecektir. Osteoartrit’in etyopatogenezinde; fiziksel kuvvetler ile artiküler kartilaj dayanıklılığının azalması ve artiküler kartilajın dejenerasyon-rejenerasyonu araştırılmaktadır.
Şiddetli eklem patolojilerinde ( osteoartrit, romatoit artrit gibi ) kartilajın yıkımıyla şiddetli ağrı, azalmış fonksiyon ve zayıf kas kuvveti ortaya çıkar. Deforme veya ankiloze eklemlerin yüzeyleri bozulmuş ve tüm hareketleri olumsuz etkilenmiştir. Yürüme paterni anormal veya ağrılı – zorlu şekilde gerçekleşir.
Eklem patolojilerinde nonoperatif tedavi: dinlenme, obez kişilerde zayıflama, uygun egzersizler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar ve baston vb. gereçlerin kullanımı şeklindedir. Nonoperatif yöntemlerden olumlu cevap alınamayan kişilerde cerrahi yöntemler düşünülmektedir.
Artroplastinin kısa tarihçesi incelendiğinde 1923’te Smith-Peterson artritik hastalar için Boston mold cup artroplastinini geliştirdiği görülür. 1942’de Moore,1951’de McKee kalça protezlerinde akrilik cement ile yapıştırıcı madde kullanmıştır. 1963’de McKee yüksek moleküler ağırlıklı polietilen acetabular komponenti kullarak astroplasti yapmıştır. Kalça artroplastileri tarihçesine bakıldığında dinamik araştırmaların yapıldığı gözlenmektedir. ABD’de yılda ortalama 120.000 Total Kalça Artroplastisi ( TKP ) yapılmaktadır.
Artroplasti planlanan eklemlerde kaybolan ekstremite düzgünlüğünün yeniden kazanılması ve her iki alt ekstremite eklemlerine binen yüklerin eşit dağıtılması amaçlanmaktadır.
Artroplasti sıklıkla kalça ve diz eklemleri gibi ağırlık taşıyan geniş yüzeyli eklemlere uygulanmakla birlikte; son yıllarda omuz, dirsek, el bileği, intefalangeal ve ayak bileği eklemlerine de uygulanmaktadır.
TKP, romatoid artrit, juvenil romatoid artrit, ankilozan spondilit, osteoartrit, slipped capital femoral epifiz, travmatik diskolasyon, acetabulum fraktürü, avasküler nekrozis, coxa plana ve kongenital diskolasyon / kalça dysplazisi gibi durumlarda endikedir.
Endoprotez materyalleri PMMA (Polymenthyl methacrylate), titanyum veya titanyum alaşımları, paslanmaz çelik, kobaltkrom alaşımları, plastik akrilikler, Ultrahigh Moleculer Weight Polyethylere (UHMWPE) ve seramik sayılabilir. Protezin, femoral kompenenti genellikle choromium-cobalt + molybdenum veya titanium-alaminum – vanadium alaşımlardan, asetabular komponenti ise UHMWPE gibi çak sağlam plastik materyallerden oluşmaktadır. Bu endroprotez materyallerinin her birinin birbirine karşı avantajlı yönleri vardır. Cerrahlar hastaların yaşı, kilosu ve diğer önemli verilerini analiz ederek en uygun protez uygulamasını yaparlar.
Endoprotez uygulamalarından sonra yapılacak rehabilitasyon programı cerrahinin başarısını etkileyecektir. Fizyoterapist cerrahinin ilk gününden başlayarak yoğunluğu artan bir fizyoterapi programı ile hastaların endprotezden maksimum verimi almasını sağlayacaktır.
1.902 kere okundu