Bel ağrısının tedavisinde egzersiz programları dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır, fakat egzersiz tipleri önemli farklılıklar göstermektedir. Bel ağrısının neden olduğu ağrı ve dizabilitede egzersizin etkin olduğu iyi bilinmesine rağmen, farklı yayınlardaki egzersiz tipi, süresi ve uygun hasta seçimi gibi konular, çalışmaların metodolojisindeki farklılık ve eksiklikler yüzünden hala tartışmalıdır. İdeal egzersiz metodu veya diğerlerine göre üstün olan bir spesifik egzersiz hala ortaya konulamamıştır.
Kronik bel ağrısı yüzünden ortaya çıkan ağrı ve dizabilitede egzersiz programlarının yararlı etkileri son çalışmalarda doğrulanmış olmasına rağmen, kullanılacak spesifik egzersiz tipi hakkında öneri bulunmamaktadır. Kronik bel ağrılı hastalarda egzersizin pozitif etkisi, bel ağrılı hastaların gövde kaslarının asemptomatik bireylerden daha zayıf olduğunun gösterilmesi ile doğrulanmıştır. Gövde ekstansörleri ile bel disfonksiyonu arasındaki korelasyon iyi açıklanmıştır
Klasik Williams fleksiyon egzersizleri olarak adlandırılan egzersizler; teorik olarak z eklemindeki kompresif kuvvetleri azaltarak, kalça fleksörleri ve lomber ekstansörleri gererek, karın ve gluteal kasları kuvvetlendirerek, posterior disk üzerindeki kompresif yüklenmeleri azaltarak ve intervertebral foramenleri açarak etkili olurlar. Ana stabilizasyon egzersizleri ise omurganın yaralanmalardan veya tekrarlayan hasarlardan korunması ve restorasyonu, nöromuskuler sistem kontrolü ve korumasını arttıran gevşeme olarak tariflenebilir. Farklı çalışmalarda lumbopelvik kontrolü geliştirmeyi amaçlayan egzersiz yöntemlerini tanımlamak için kullanılmaktadır. Genellikle stratejiler 2 ana gruba ayrılır. Bunlar, pelvis ve lomber lomber omurganın kontrolünü geliştirmek için gövde kaslarının kontrol ve koordinasyonunu restore etmek ve gövde kaslarının kontrol gereksinimlerine uygun kapasite restorasyonunu amaçlamaktır.
Omurga stabilitesi, kasların katılımına gereksinim duyar. Omurganın stabilite ve kontrolü sadece kaslara değil, stabilite gereksinimin saptanması, planlanması ve tamamlanması için santral sinir sistemine de gereksinim vardır. Kronik bel ağrılı hastalarda uygulanan ana stabilite egzersizlerinin, kas aktivasyon paternleri gibi motor kontrol parametrelerinde ve özel yetenek gerektiren aktivitelerdeki artışla pozitif ilişki olduğu gözlenmiştir.
Arokoski ve arkadaşları yaptıkları çalışmada basit terapotik egzersizlerin, hem abdominal hemde paraspinal kasların aktivasyonunda etkili olduğunu, ekstremite ve gövde pozisyonlarında değişimle veya dengesiz gövde hareketleri ile gövde kas aktivitelerinde artış sağlamanın mümkün olduğunu EMG ile konfirme etmişlerdir.
Fiziksel uygunluğu yüksek olan kişilerin zayıf olanlara göre bel ağrısına yakalanma olasılığı yaklaşık 10 kez daha azdır. Ayrıca, yüksek fiziksel uygunluk seviyesi bel ağrılarının tekrarlamasını da önler. Kuvvetlendirme ve endurans egzersiz programına diyet ve sigara kontrolünün katılmasıyla sakatlayıcı bel rahatsızlıkları %50 azalır. Kronik nonspesifik bel ağrılı hastalar fiziksel aktivitelerini arttırmak için teşvik edilmelidir. Bir egzersiz programında amaçlanan şeyler lokal kan akımını arttırarak iskeminin önlenmesi, zayıf kasların güçlendirilmesi, mobilitenin ve fleksibilitenin arttırılması, ağrının azaltılması, hastaya iyileştiğinin gösterilmesi ve güveninin sağlanmasıdır. Bel egzersiz programını hazırlarken bel ağrısının nedeni, hastanın yaşı, genel durumu, psişik hali, kültür seviyesi ve başka hastalıkları göz önünde bulundurulmalıdır.
Bel ağrısı nedeni intervertebral diskte ise daha çok ekstansiyon, arka elemanlarda ise fleksiyon egzersizlerini tercih etmekteyiz. İzotonik egzersizlerin yapılamadığı durumlarda izometrik egzersizler yaptırılmalıdır. Hastanın durumu göz önüne alınarak kompleks hareketler yerine yapabileceği az sayıda basit hareketler seçilmelidir .
Aerobik eğitim, endorfin düzeylerini ve mekanoreseptör uyarılmasını arttırarak, doku iyileşmesini hızlandırmak için biyomekanik stres sağlayarak, dayanıklılık ve nöromuskuler sistem koordinasyonunu arttırarak akut ağrıyı azaltmada yardımcı olabilir. Ancak, literatürde aerobik egzersizin akut bel ağrısı atağı gelişimini önlediği veya veya iyileşmesini hızlandırdığına dair kesin bir kayıt yoktur. En iyi haliyle, aerobik zindelik bel yaralanmaları ve bel ağrısına karşı bir miktar koruyucu olabilir. Bel ağrısı, aktivitede azalma ve beraberinde aerobik zindelikte azalmaya yol açabilir. Bu da kronik ve tekrarlayan durumlarda daha önemli bir problem haline gelebilir. Aerobik kondisyon kaybı ile birlikte, kardiyovasküler risk faktörleri ve azalmış iş kapasitesi açısından istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu, omurga rehabilitasyon programının bir bileşeni olarak aerobik egzersizi önermek için bir temel neden olabilir.
Sonuç olarak rektus abdominis, erektör spina ve latisimus dorsi gibi başlıca hareket ettiren kasları kuvvetlendirmek gereklidir. Bu kasların daha uzun kaldıraç kollarının olması etkili ve kuvvetli olmalarını sağlar. Karın egzersizleri özellikle doğrulma hareketleri eskiden beri bel egzersiz programının bir parçası olarak bilinmektedir. Sagital düzlemde doğrulmalar stabilizasyonda rutin olarak kullanılmaktadır, ancak kısmi bükülme sadece baş ve üst gövdeyi kaldırma ile sınırlandırılmıştır. Başlangıç dönemi boyunca oblikler ve rektus abdominis kasları aktive olurken, tam doğrulmanın ikinci yarısında iliakus ve rektus femoris başlıca kas kuvvetini sağlar. Alt ekstremite kuvveti gereklidir çünkü bu kaslar özellikle kalkma sırasında gövde ile koordineli olarak çalışırlar. Kalkma esnasında gluteal ve hamstring kasları pelvis ve gövdenin başlıca posterior rotatorlarıdır. Çömelme sırasında vücut ağırlığını desteklemek için kuadriseps kuvvetlendirmesi çok önemlidir.
Bel ağrıları için uygulanacak egzersizler şu yazıda anlatılmıştır; http://www.fztozdemir.com/bel-agrilari-icin-egzersizler/
4.514 kere okundu