Germe, konnektif dokuyu mobilize eden ve kas fibrillerini uzatan aktivitelerin yapılmasıdır. Kas gruplarının yapışma noktaları gerilerek vücudu pozisyonlama ile yapılır. Germe, kas esnekliğini ya da EHA’yı artırmak için eksternal ve internal güçle uygulanan hareket olarak tanımlanmıştır. Uzun süreli immobilizasyona bağlı eklem hareket açıklığı kayıpları, kas kısalıklarına bağlı limitasyonlar ve çeşitli nörolojik problemlerin neden olduğu hareket kayıplarında germe egzersizleri fizyoterapistler tarafından uygulanır. Vücut anatomisine uygun şekilde yapılacak germelerle kasların boyunda uzama, spazmda azalma ve eklem hareket açıklığında artma beklenir.
Germenin Fizyolojisi
Germe teknikleri germe refleksini içeren nörofizyolojik fenomene dayanmaktadır. Vücuttaki her kas, uyarıldığında kasta ne olduğunu santral sinir sistemine bildiren çeşitli tipte mekanoreseptörleri içerir. Bu mekanoreseptörlerden iki tanesi germe refleksi için önemlidir. Bu reseptörler kas iğciği ve golgi tendon organıdır. Reseptörlerin ikisi de kas uzunluğu değişikliklerine duyarlıdır. Golgi tendon organı (GTO) ayrıca kas gerilimi değişikliklerinden etkilenir. Kas gerildiğinde, kas iğciği ve GTO hemen spinal korda duyusal uyarılar yollamaya başlar. Önce kas iğciğinden gelen uyarılar kas gerilince santral sinir sistemine iletilir. Uyarılar spinal korddan kasa geri döner, refleks olarak kasın kasılmasıyla sonuçlanarak, böylece germeye direnç gösterir. GTO uzunluktaki değişim ve spinal korda kendi duyusal uyarılarının ateşlenmesiyle gerilimde artışla karşılık verir. Eğer kasın gerilimi uzun süre devam ederse (en az 6 saniye) GTO’nun impulsları kas iğciğinin impulsları ile üst üste binmeye başlar. GTO’nun impulsları, kas iğciğinin impulslarından farklı, antagonist kasın refleks relaksasyonuna neden olur. Refleks relaksasyon koruyucu mekanizma olarak çalışır, bu da uzayabilme limitini geçmeden relaksasyon boyunca kasın gerilmesine izin verir.
Germenin Miyofibriler Düzeyde Etkisi
Pasif germe kas fibriline çevresindeki konnektif doku yoluyla geçer. Genel görüş, kontraktil ve nonkontraktil elemanlar arasındaki etkileşimin kontraktil yapılarla bir bağlantı sağladığı yönündedir. Kas fibrilinin dışında başlayan pasif kuvvet moleküler etkileşim yoluyla kontraktil yapılara iletilir. Bu moleküller kollajen, integral membran protein (glikoprotein, integrin ya da distroglikan gibi), hücre iskeletine ait yapılar (talin, vinkulin, demsin, distrofin, beta spektrin ve diğer ilgili moleküller gibi), nonkontraktil hücre iskeletine ait yapılar (alfa aktinin ve orta filamentler gibi) ve kontraktil yapılardır.
Hareket açıklığını artırmak için uygulanan germenin geleneksel rehabilitasyon tekniklerinin bilimsel temeli, kas fibrilinin hücresel ve moleküler adaptif mekanizmalarında bulunabilir. Germe mekanik ve nörolojik mekanizmalar nedeniyle kas ve yumuşak dokunun uzamasıyla sonuçlanır.
7.175 kere okundu