Uzman Fizyoterapist Zekeriya KALKAN, “Ülkemizde fizik tedavi hasta sayısı her geçen yıl artmakta ve artan bu sayı ile doğru orantılı olarak da verilen hizmetin artması beklenmektedir”, dedi.
Kamu hastanelerinde fizik tedavihastalarının haftalar hatta aylar sonrasına ancak randevu alabilmesinin sebebi ne fizik tedavi hekim eksikliği ne de hasta sayısının çok olmasıdır; bunun tek sebebi kamu hastanelerinde ki fizyoterapist sayısının olması gerekenden çok çok az olmasıdır.
Kas-iskelet sistemi problemi yaşayan hastaların çoğu, fizyoterapistlerce verilen fizik tedavi hizmeti sayesinde cerrahi operasyonlardan ve ilaç bağımlısı olmaktan kurtulabilmektedirler, bu durum hem hastaya daha kaliteli bir yaşam sunmakta hem de devletin sağlık harcamalarında israfın önüne geçmesine katkı sağlamaktadır. Bel-boyun ağrısı, bel-boyun fıtıkları, kireçlenme, fibromiyalji gibi problemler fizyoterapistler tarafından verilen fizyoterapi hizmeti sayesinde hasta cerrahi operasyona, onlarca ilaç kullanmaya mahkum olmadan kurtulabilmektedir. Durum bu kadar açık ve net iken Sağlık Bakanlığı’nın bu olaya seyirci kalması kabul edilir bir durum olmadığı gibi, hem fizik tedavi bekleyen hastalara hem de atanmayı bekleyen fizyoterapistlere haksızlık yapıldığı aşikârdır.
SGK ‘ nın fizik tedavi ödemeleri konusunda KAMU ve ÖZEL hastane tarifesi bulunmaktadır. Özel hastanelerde bir fizik tedavi hekimi ve bir fizyoterapist birlikte 12 rehabilitasyon hastası (A ve B) fatura edebilirken, kamu hastanelerinde bunun bir sınırı yok. Özel hastanelerde fizik tedavi kotası nedeniyle hasta alınamazken, kamu hastanelerinde fizyoterapist yetersizliğinden hasta alınamamaktadır. SGK nın son 1 yıl içerisinde fizik tedavi faturalandırılması konusunda SUT u (sağlık uygulama tebliği) yapboz tahtasına çevirmesi öncelikle fizyoterapistlerin işten çıkarılmasına neden olduğu gibi tedavi edilen hasta sayısının da aynı oranda düşmesine neden olmuştur.
Sigortalı olduğu halde yaşadığı ağrılı bir sağlık problemi için hastanın aylar sonrası tedaviye alınıyor olması sosyal devlet anlayışına ters düşmektedir. Hastalıkların akut dönemde müdahale edilmesi hem hastanın ağrılarının bir an önce iyileşmesini sağlamakta hem de hastanın günlük yaşam aktivitelerine erken dönüş sağlanmaktadır.
SGK nın, fizyoterapistlerin diğer branş hekimleri ile yaptığı hizmetin faturalandırılmasını bir an önce yapması, Sağlık Bakanlığı’nın da kamu hastanelerine ciddi fizyoterapist istihdamı yapması, fizik tedavi mağduriyeti yaşayan tüm hastaların derdine derman olacaktır.
Biz fizyoterapistler olarak hizmet verdiğimiz alanları hastane olarak değil şifahane olarak görmekteyiz. Ve biz bu anlamda hizmet vermek için fizyoterapistlere gelişmiş diğer ülkelerdeki gibi gereken önemin verilmesini beklemekteyiz.
Uzman Fizyoterapist
Zekeriya KALKAN
1.755 kere okundu