Kas hastalıkları kasta ki yapısal bozukluklar, enzim eksiklikleri ve protein kaybı gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen ve oldukça farklı çeşidi bulunan nörolojik hastalıklardır. Hastalık genelde genetik geçiş gösterir ve ilerleyici niteliktedir. Bazı kas hastalıkları solunum kaslarının tutulmasına bağlı olarak ilerleyen dönemlerde ölümcül olabildiği gibi, bazı kas hastalıklarında ise sadece fonksiyonel kayıp vardır. Günümüzde kas hastalıklarının etkin bir tedavisi henüz olmasa da hastalar fizik tedavi ve rehabilitasyon programına alınırlar ve fizyoterapist eşliğinde yapılan egzersizlerle hastalığın neden olabileceği çeşitli komplikasyonların önlenmesinin yanı sıra günlük yaşam aktivitelerinde de iyiye gidiş sağlayabilirler.
Hastalık bir çok belirti ile ortaya çıkabilmektedir ki en belirgin semptom kuvvet kaybıdır. Kuvvet kaybı distal veya proksimal bölgede olabilmektedir. Kas hastaları genellikle yokuş ve merdiven çıkma, oturduğu yerden kalkma, yürüme, kollarını kaldırıp yükseğe uzanma, başını yıkamada güçlük gibi şikâyetlerle doktora başvururlar. Bu şikâyetlerin yanı sıra mimik kaslarında da kuvvet kaybı görülebilir. Kas hastalarında kuvvet kaybı ilerleyici tiptedir. Ancak kazanılmış kas hastalıklarında (inflamatuar myopati gibi) kuvvet kaybı subakut gelişmektedir. Bazı kas hastalıklarının kendine özgü etkilediği spesisik kaslar vardır. Yüz ve mimik kasları, scapula ve humerus çevresindeki kaslarda özellikle asimetrik kuvvet kaybı varsa Fasioskapulohumeral musküler distrofi (FSHMD), frontal, yüz kasları ile birlikte sternokleidomastoid kas ve distal (özellikle tibialis anterior) kasların tutulması öncelikle miyotonik distrofiyi düşündürmelidir.
Yorgunluk has hastalarının sıklıkla belirttikleri bir şikâyettir. Bir hareketi yapmakla o kasta, bazen başka kaslarda da, çok ileri derecede yorgunluk (tükenme) ortaya çıkar. Bu yorgunluk, başlangıçta normal veya daha iyi kuvvet oluşturan kasın hareketinde devamlılığın sağlanmasındaki güçlük nedeni ile ortaya çıkabilmektedir.
Klinik olarak myotoni kasın aktivite sırasında kasılmasının normal, kasıldıktan sonra gevşemenin güç olduğu bir durumdur. Bu gevşeme güçlüğü o kasın, istirahatten sonraki ilk hareketlerinde çok belirgin olup aynı hareket tekrarladıkça gevşeme güçlüğü azalır, harekette rahatlama görülür. Bu durum bazı hastalıklarda tek belirti olmasına rağmen myotonik distrofide kalıcı kas kuvvet kaybı ile birliktedir.
Bir diğer belirti olan psödohipertrofi kasta görülen yalancı hipertrofidir. Henüz kaybedilmemiş kas liflerindeki hipertrofiye bağ ve yağ dokusundaki artış da eşlik eder ve kas kitlesi bu nedenle artar. En sık gastroknemius-soleus kas grubunda, bazen kuadriseps kasında, biceps brachii ve deltoid kaslarında görülmektedir. Aynı miyopati nedeni ile çevredeki kasların atrofik durumda olması bu genişlemiş görüntüyü abartılı hale getirebilir.
Kas hastalıklarında protein sentezi ile dejenerasyonu arasındaki dengesizlikten dolayı atrofi görülmektedir. Kas hastalıklarında atrofi periferik sinir hastalıklarına göre geç gelişmektedir. Bazı kasların seçici atrofisi özel bazı bozukluklarla ilişkili olabilir. Fasioscapula humeral musküler distrofide deltoid kasında, Emery –dreifuss ‘da biceps gibi humeral kaslarda ve tibialis anterior, gastrocnemius gibi distal bacak kaslarında, ayrıca temporalis ve sternocleidomastoidin myotonik distrofisinde seçici atrofiler görülür .
Belirli bir hareketi yapmakla, o hareketi yapan kasta gelişen ve normalde olmaması gerektiği ölçüde olan yorgunluğa egzersiz intoleransı denir. Yorgunluğu doğuran hareket, hareket sırasında enerji elde etmek için kullanılan metabolik yollardan hangisinin tutulduğuna bağlıdır. Örneğin bir hastada yürürken egzersiz intoleransı gelişiyor ancak bu hasta hızlı koşarken rahatsız olmuyorsa bu durum öncelikle, tip-1 kas lifleri ile yavaş hareketleri yapmamızı sağlayan lipid metabolizmasının bozukluğunu düşündürmelidir. Buna karşılık hastada aynı yakınma örneğin seri ve hızlı yapılan yer silme gibi bir kol hareketinde, kol kaslarında ortaya çıkıyorsa bu kez başlıca tip-2 kas liflerinin kullandığı glikojen metabolizmasının bozuk olduğu düşünülmelidir .
İleryeci kas zayıflıkları, yorgunluk, ligament laksitesi veya gerilmesi, yürüme ve posturdeki anormalliklerin sonucu olarak kas hastalarında ağrı görülmektedir. Eklem konraktürleri, subluksasyon ve dislokasyonlar kas hastalıklarında yaygın görülen problemler olarak ifade edilmektedir. Aynı eklemin etrafındaki kasların kuvveti birbirinden farklı olduğunda o eklem, belli bir poziyonda durma egilimi gösterir, ilgili kasta kısalma olur ve zaman içinde eklemin bu pozisyonu sabitlesir ve kontraktür oluşur. Kas hastalıklarında bu kontraktürün gelişmesi genellikle yıllar alır. Kontraktür oluşuncaya kadar tendonda gelişen ve giderek artan sertlik, egzersizle veya eklemi ters pozisyonda tutan atellerle önlenebilir veya azaltılabilir.
5.097 kere okundu
Americans love you and Mitt more than you ever know. Be blessed and no natter what, for us and in our hearts, you are the real deserving President and First Lady of the USA
Now I know who the brainy one is, I’ll keep looking for your posts.