Kinesyofobi, Türkçe karşılığı ile hareket etmekten korkma; ağrı kaynaklı olabildiği gibi tamamen psikolojik temelli de olabilmektedir. Anterior diz ağrılı hastalarda sık karşılaştığımız bu durum hastaların hareket etmekten kaçınmasına, daha pasif bir hale gelmesine yol açmaktadır. Ortaya çıkan bu tablo ile mobilitesi azalan hastaların rehabilitasyona cevabı azalmakta, iyileşme süreçleri uzamaktadır. Konu ile ilgili olarak Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc dergisinde yayınlanan bir araştırmanın özeti şu şekildedir;
Adölesan ve genç yetişkinlerdeki anterior diz ağrısı sağlık sistemine yapılan sık başvuruların sebebidir. Prevelansının yüksek olmasına rağmen patogenezi ve tedavisi tam olarak bilinmektedir. Konservatif ve cerrahi tedavilerin etkinliği tam olarak gösterilememiştir. Bu çalışmanın amacı psikolojik değişkenlerin anterior diz ağrısı olan kişilerde ağrı ve fonksiyonellik üzerine etkisinin olup olmadığını araştırmaktır.
Bu gözlemsel çalışmaya kronik anterior diz ağrısı olan 47 kişi dahil edilmiştir. Diz ağrısı, özürlülük ve anksiyete, depresyon, ağrı ile başa çıkma stratejileri, katastrofik etki, hareket ile ilişkili korku gibi psikolojik faktörler incelenmiştir. Anketler çalışmanın başında ve 6 aylık bir sürenin sonunda uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda ağrı ile ilişkili daha az katastrofi, kinesyofobi, anksiyete ve depresyon olan hastalarda zayıf tedaviye rağmen ağrı ve özürlülüklerindeki azalma daha fazlaydı.
Ağrı çok boyutlu bir fenomendir ve katastrofi dinamik bir yolla ağrı algısını modüle etmektedir. Bu çalışmadaki en önemli bulgu katastrofinin ağrı ve özürlülük ile ilişkili olmasıdır. Bu çalışmanın klinik sonucu; katastrofi ve kinesyofobiyi içeren fizyoterapi veya cerrahi tedaviyi içeren biyomedikal tedaviler sonuçları daha da geliştirecektir. > Doménech et al., Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc
368 kere okundu