Sporcular için vitamin ve mineralin önemi

Vitaminler, organizmanın metabolik olayları yürütebilmesi için ihtiyaç duyduğu ve kendi sentezleyemediği, yaşam için gerekli maddelerdir. Vitamin alınmadığında veya vitamin eksikliğinde büyüme ve üremede bozukluklar ve ölümle sonuçlanabilen ağır hastalıklar görülür. Tam tersi bir şekilde dozajın fazla olması da zararlı olabilir. Vitaminler kimyasal yapıları bakımından oldukça farklı olan organik maddelerdir. Vitaminler yağda ve suda çözünebilen maddeler olarak alt gruplara ayrılır. Suda çözünenler; Tiamin (B1), Ribofilavin (B2), Nikotinik asit, Pantotenik asit, Biyotin, Folik asit, Piridoksin (B6), Kobalamin (B12), Askorbik asit (C)’dir. Yağda çözünenler; Retinol (A), Kalsiferol (D), Tokoferol (E), Filokinon (K)’ dır. Suda çözünen vitaminler ve K vitamini, enzimlerin öğesidir. Bu vitaminler (koenzimler) eksikse metabolik olaylar gerçekleşmez. Tüm diğer vitaminler belirli hücre ve organ sistemleriyle birleşerek metabolik süreci etki ederler (Baron, 2002).
Vitaminler metabolik faaliyetteler için gerekli olduğundan, sporda daha yoğun bir şekilde ihtiyaç duyulur. Vitamin eksiklikleri, performansın düşüşüne sebep olur. Vitamin alımı, bu düşüşü hemen yok edebilir ve performansı normale dönmesini sağlar. Fazla doz vitamin alımı performansı yükselteceği görüşü de yanlıştır. A ve D vitaminlerinin aşırı alımı zehirleyici bir etki gösterirken, diğer vitaminlerin fazlası böbrekler yoluyla vücuttan atılır. Bir sporcunun vitamin ihtiyacı, yaptığı sporun seviyesi ve yoğunluğuna bağlı olarak, spor yapmayan bir insana nazaran 3-4 kat arasında olduğu prensip olarak kabul edilir (Konopka, 2001).
Bununla birlikte sporcuların diyetlerine ek olarak vitamin suplamentlerini kullanılıp, kullanmaması konusunda çok farklı görüşler vardır. İyi bir beslenme alışkanlığı olup, yeterli ve dengeli beslenen sporcularda bu ek yardımların performansı artırmadığını belirten bilimsel çalışmalar da vardır (Sağlam, 1993).
 Vitaminlerin vücuttaki fonksiyonları ise;
Tiamin (Vitamin B1) : Karbonhidrat metabolizmasında gereklidir.
Ribofilavin (B2) : Solunum zincirinde bir enzim sisteminin parçasıdır.
Piridoksin (B6) : Protein metabolizmasında değişik enzim sistemlerinin parçasıdır.
Kobalamin (B12) : Kırmızı kan hücrelerinin yapımında etkendir.
Folik asit : Aminoasit metabolizmasında etkendir.
Pantotenik asit : Koenzim A’nın parçasıdır.
Niasin : Enzim sisteminin bir parçasıdır.
Biyotin : Enzim sisteminin bir parçasıdır.
Askorbik asit (Vitamin C) : Destek doku sentezine yardımcı olur. Savunma fonksiyonunu aktive eder.
Retinol ( Vitamin A) : Görme, büyüme ve cildin yenilenmesinde etkendir.
Kalsiferol (Vitamin D) : Kalsiyum ve fosfat metabolizmasında gerekli olup, kemik oluşumunda etkendir.
Tokoferol (Vitamin E) : Doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu engeller.
Filokinon (Vitamin K) : Kanın pıhtılaşmasında etkendir.
(Konopka, 2001).

MİNERALLER

Mineraller vücutta yapılamayan ve yiyeceklerle alınması gerekli öğelerdir. Kalsiyum, fosfor, demir, magnezyum, potasyum, sodyum gibi gereksiniminin fazla olduğu minerallerle birlikte, “eser elementler” adı verilen daha az ihtiyaç duyulan bakır, selenyum, kobalt, iyot da bu gruba dahildir. Her birinin farklı etkileri olmasına karşın, genel olarak vücutta kemik gelişimi, büyüme, kas kasılması, sinir iletimi ve vücut su dengesinin sağlanması gibi önemli görevler üstlenirler (Paker, 1998)
Sporda, mineraller diğer maddeler gibi (Vitamin C) ter ile atılır. Bir sporcunun antrenmanda kaybettiği mineraller, spor yapmayan bir kişiye göre 3 kat daha fazladır. Dengeli bir mineral düzeyi, optimal bir metabolizmada kas kontraksiyonu ve sinir sistemi için gereklidir (Konopka, 2001).
Minerallerin vücuttaki fonksiyonları ise;
Kalsiyum: Kemik ve diş yapısı, kan pıhtılaşması ve sinir iletiminde rolü vardır.
Fosfor: Kemik, diş yapısında etkendir ve asit-baz dengesini sağlar.
Potasyum: Asit-baz dengesini sağlar. Sinir uyarımı ve kas çalışmasında önemlidir.
Sodyum: Sinir uyarımı ve kas çalışmasında etkilidir. Asit-baz dengesini sağlar.
Magnezyum: Kemik, diş yapısını destekler. Asit-baz dengesinde rol oynar ve enerji oluşumunda etkendir.
Demir: Hemoglobin yapımı, enerji metabolizması, enzimlerin yapısı, oksijen taşınmasında görevlidir.
Çinko: Protein sentezi, doku yapımında etkendir. (Paker, 1998)
Magnezyum, demir, potasyum minerallerinin eksikliğinde sporcularda şu belirtiler görülür;
Magnezyum eksikliğinde, kas krampları, el titremeleri, ve bütün vücudun kramp atakları geçirmesi
Demir eksikliğinde, yorgunluk, isteksizlik, düşük performans, anemi.
Potasyum eksikliğinde, kas güçsüzlüğü, hatta bazen felç, isteksizlik, uyku hali (Konopka, 2001).
Sporcularda mineral eksikliğinin değişik sebepleri vardır. Antrenmanın ilerleyen safhalarında ter incelir.Yani, terdeki minerallerin sayısı eksilir ve kandaki oranlarından daha az seviyeye düşer. Ama bu her mineral için geçerli değildir. Özellikle potasyum ve magnezyum için geçerli değildir. Bu iki mineral terde, kanda oldukları kadar konsantre bir halde mevcutturlar. Netcide, sporcuların bol demir, magnezyum ve potasyum içeren besin almaları gerekmektedir (Konopka, 2001).
 

5.787 kere okundu

İlginizi Çekebilir

Adductor kuvvetlendirme futbol yaralanmalarını azaltıyor

Futbol yaralanmaları sporcular için ciddi problemlere hatta spor hayatının bitmesine yol açabilen önemli problemlerdir. Bu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Watch Dragon ball super