Subakromial sıkışma sendromu, supraspinatus tendonu, subakromial bursa ve bisipital tendonun; humerus ile korakoakromial ark arasında sıkışması sonucu gelişir. Korakoakromial ark; korokoid çıkıntı, akromion ve korakoakromial ligamandan oluşan bir yapıdır. Subakromial sıkışma sendromu omuz ağrısının en sık nedenidir. Hastalık ilk olarak 1867’de Jarvaway tarafından fark edilmiştir. Daha sonra omuzun ağrılı hastalıkları periarthritis humeroskapularis (Duplay) hastalığı olarak tanımlanmaya başlandı. 1950‘den itibaren birçok yazar (Codman, Armstrong, Hammond) subakromial sıkışma sendromu terimi kullanmaya başladı. 1972’de Neer bu terimi yaygınlaştırmıştır.
Etyopatogenezde vaskuler, dejeneratif, travmatik ve mekanik nedenler suçlanmaktadır. Mekanik veya anatomik görüşü savunan Neer, omuzun fonksiyonel arkının yana doğru değil öne doğru olduğunu göstermiştir. Çünkü günlük yaşamda kolumuzu genellikle abduksiyon ile fleksiyon arasındaki bir açıda kullanırız. Rotator cuff’ın sıkışması da bundan dolayı akromionun ön kenarına karşı, akromioklavikular eklemin alt yüzeyinde oluşur. Bu görüş akromionun ön ve alt yüzeyleri üzerindeki kabalaşmalar, erozyonlar ve osteofit oluşumlarını gösteren kadavra çalışmalarıyla ispatlanmıştır.
Aşırı kullanım incinmelerinin etyolojisi multifaktöriyel olup; dış etkenlere ( baş üstü aktivitelerde bulunan ya da atma dalıyla uğraşan atletler), azalan perfüzyonla birlikte görülen rotator manşet tendon yaşlanmasına, akromion alt yüzündeki kemik anomalilerine, glenohumeral eklem çevresindeki ve paraskapular kaslardaki dengesizliklere, skapulahumeral ritm değişiklikleri ile karakterize olan skapuler ritm bozukluğuna ve değişime uğramış skapula dinlenme konumuna bağlanabilir. Aşırı kullanım, tekrarlayan subakromial yüklenme ve hassas bölge damarlanması, tendinite yol açar. Bu etkenler dokuların proteoglikan ve kollojen içeriğini etkiler. Sonuçta dokuların normal biyolojik yapıları değişir. Bu durum çoğu kez supraspinatus ve biceps tendonlarında kendini gösterir.
Zaman ilerledikçe subakromial bursa ikincil olarak etkilenir. Bursada ki kalınlaşma ve şişme subakromial bölgede daha fazla sıkışmaya neden olur. Sürecin devamında tendonların içinde yıpranma progresif olarak artarak mikro yırtıklara ve inkomplet yırtıklara neden olur. Özellikle hayatın 5-6. dekatında bu yırtıklar tam yırtık haline gelebilir. Uzun süre devam eden olgularda anatomik yakınlık nedeniyle biceps kası uzun başı tendonu da etkilenir. Subakromial sıkışma sendromunun ileri evrelerinde akromioklavikular eklemde etkilenebilir.
Nedenlerden hiçbiri tek başına patolojiyi tam olarak açıklayamaz. Son olarak ağırlık kazanan görüş, vaskuler, dejeneratif, travmatik, mekanik veya anatomik dört etkenin kombine bir etkileşimle subakromial sıkışma sendromu olarak bilinen rotator cuff lezyonlarını oluşturduğu şeklindedir. Bu faktörler birbirleriyle ilişkilidir ve her biri tendonun zayıflamasına katkıda bulunur.
Özel Muayene Testleri
- Neer Testi: Skapular rotasyon bir elle engellenirken diğer elle hastanın koluna medial rotasyonda zorlu; pasif elevasyon yaptırılır, böylece tuberkulum majus ile akromionun ön-alt kenarı arasındaki mesafe daraltılarak sıkışmaya sebep olunur.
- Hawkins Testi: Kol ve dirsek 90 derece fleksiyondayken zorlu internal rotasyon yaptırılır. Bu hareketle supraspinatus tendonunun korakoakromial ligamanın ön yüzüne ve korokoid çıkıntıya doğru iter. Bu sırada ağrının olması testin pozitif olduğunu gösterir.
- Subakromial Kompresyon Testi: Hasta dik bir postürde iken uygulanır. Değerlendirmeyi yapan kişi stabilizasyon için bir elini skapulanın akromionu üzerine koyar, diğer elini de ulnar proksimal önkol üzerine koyar. Humerus pasif olarak stabilize edilmiş olan akromiona doğru yükseltilir. Hareket skapular düzlemde dirsek 90 derece fleksiyonda, önkol gevşemiş durumda ve avuç içi aşağıya dönük pozisyonda iken gerçekleştirilir. Elevasyonun ardından kol yatay düzlemde öne ve arkaya hareket ettirilir ve böylece subakromial eklemin bütün bölgelerinde ağrı üretilmeye çalışılır.
- Ağrılı Ark Testi: Omuz abduksiyonunun 60-120° arasındaki açıklığı ağrılıdır. Özellikle supraspinatus ve subakromial bursanın lezyonlarında pozitif olan bir testtir. Eğer abduksiyonun 120° den sonra ağrı varsa akromioklavikular eklem patolojileri akla gelmelidir.
Tedavi
Konservatif tedavi; korunma, medikal tedavi, fizik tedavi ve egzersizlerden oluşur. Korunmada, rototor cuff ve subakromial bursanın sıkışmasına yol açacak hareketlerden kaçınılması gerekir. Günlük yaşam aktiviteleri düzenlenir, özellikle baş seviyesinin üzerindeki hareketler engellenir. Konservatif tedavi kapsamında elektroterapi, lokal sıcaklık ajanları, ultrason, fonoforez uygulanır. Ancak konservatif tedavide en önemli nokta egzersiz tedavisidir. Glenohumeral eklem kontraktür gelişimine çok yatkın olması nedeniyle egzersizlere erkenden başlamak gerekir. Akut olgularda yerçekimi ile yardımlı olarak yapılan sarkaç egzersizleri (codman) önerilir.
4.619 kere okundu